AZ

EYLÜL'DE BİR GÜN - Muhterem Şahin yazır (FOTOLAR)

"Qulu Bey,

Salam.

Nasılsınız, iyisinizdir inşallah.

Bir kaç hafta önce aşağıdaki yazıyı kaleme aldım. Günce tarzında bir yazı oldu. İçinde sizden de "Ulduz"'dan da bahsettim. Bu yazıyı Azerbaycan'da birkaç dergi veya gazete yayınlatabilirmisiniz?

***

Sonbahar, yavaş yavaş kendini hissettirmesine rağmen yazdan kalan bir güneş vardı. Kısa kollu kıyafetlerle dolaşmak hâlâ mümkündü. Akıp giden zamanın hengamesinde, kısa süreli bir program yaparak kendime birkaç saatlik vakit ayırdım. Ankara gibi bir şehirde, plan-program yapmadan işleri düzene sokmak ve herhangi bir etkinliğe katılmak mümkün değildir.

"Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyûlâyı da er geç silecektir.
Rahmetle anılmak… Ebediyet budur, amma,
Sessiz yaşadım, kim, beni nerden bilecektir?"

Dilaver Cebeci Üstadımız, “Sitare’nin bir bölümünde şöyle diyordu:

"...
Bir gün bu şehrin kirli yağmurları alıp götürdü beni
Gidip bir Uygur çadırında göğü dinledim
Kara bulutlar kükrerken bir Kaşgar sabahında
Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk
Bakışlarımı sunuyorum, tereddütsüz alıyorsun
Gizli bir tebessümle çağırıyorum, geliyorsun
Kaşı karam, gözü karam, saçı karam
Umay gibi yumuşak huylum
Nerden çıktın karşıma böyle
Sesin ılık bir bahar güneşi gibi ığıl ığıl akıyor içime
Asya’nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime
Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare

..."

(28 Eylül 2024 / Ankara)

MİA.AZ

Seçilən
2
2
mia.az

3Mənbələr